top of page
  • Yazarın fotoğrafıAv. Dr. Arb. Ali ÇÖLDEMLİ

MAL REJİMİ DAVALARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME, ZAMANAŞIMI VE FAİZ?

Yasal mal rejiminin tasfiyesi davası, eşler arasındaki mal rejiminin kanunda yazan sebeplerden birisi ile sona ermesi sonrası, tarafların mal paylaşmaları amacını taşıyan bir davadır. Bu davada taraflar birbirinden olan alacaklarını talep ederler. Talep edebilecekleri hakların belirlendiği davaya da yasal mal rejiminin tasfiyesi davası denir.

Mal rejimin tasfiyesi davasında taraflar genellikle birbirinden “katılma alacağı, değer artış payı alacağı” gibi bazı alacakları talep ederler. Mal rejiminin tasfiyesi davasında kural olarak ayni talepler yer almaz. Örneğin ortak edinilmiş bir gayrimenkulün veya arabanın kendi adına mülkiyetini (tescilini) isteyemez.

Bu davalarda öğretide farklı görüşler olsa da Yargıtay kararlarına ve genel kabule göre TBK’nın 146.maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Zamanaşımının başlangıcı mal rejiminin sona erme tarihidir. Örneğin, boşanma davası açılmış ise boşanma davasının açılma tarihi on yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihidir. Evlilik ölüm ile son bulmuşsa ölüm tarihi zamanaşımının başlangıç tarihidir.

Yasal mal rejimi davalarında Aile Mahkemeleri görevli mahkemelerdir. Yetkili mahkeme ise, TMK’nın 214.maddesine göre “mal rejimi ölümle sona ermiş ise ölenin son yerleşim yeri mahkemesi; boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi halinde bu davalarda yetkili olan mahkeme; diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi” yetkili mahkemedir. Bu yetki kuralı kural olarak kesin yetki kuralı değildir, bu nedenle yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi şarttır. Ancak evliliğin ölümle son bulduğu durumlarda yetkili mahkemenin kesin olup olmadığı öğretide tartışmalıdır. Yargıtay bu durumda “ölenin yerleşim yeri” mahkemesinin kesin yetkili olduğuna karar vermektedir.

Yargıtay’ın 2013, 2015, 2016, 2017 yılı kararlarına göre mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar belirsiz alacak davası olarak açılabilmektedir.

Son olarak katılma alacağına ve değer atış payına ilişkin davalarda faiz tasfiyenin sona ermesinden itibaren başlar. Tasfiyenin sona erme tarihi mal rejimi davasına ilişkin mahkemenin karar tarihi olarak kabul edilir. Ancak katkı payı alacağı davalarında ise faiz dava tarihinden itibaren işler.

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page